Obezite Cerrahisi

Obezite Cerrahisi Nedir?

Obezite cerrahisi; kilo vermeye yardımcı olmak için yapılan ameliyatlardır.  Diyet, egzersiz ve ilaç tedavisi sonrasında obezite hastalarında başarılı sonuç elde edilemediği durumlarda ‘obezite cerrahisi’ uygulanabilir.

Obezite Cerrahisi Kimler İçin Uygundur?

Hastanın cerrahi işlem görmeden önce tüm ilgili birimlerce değerlendirilmelidir ve anestezi açısından ameliyata elverişli olmalıdır. Hasta seçimi vücut kitle indeksine göre yapılır. Vücut kitle indeksi 40 üzerinde ise hasta opere olabilir.

Ancak kişiden kişiye değişen özel durumlar (çeşitli sağlık sorunları, kronik hastalıklar vb.) nedeniyle ameliyatın gerçekleşip gerçekleşemeyeceğine hekim tüm ayrıntıları dikkate alarak karar verir.

Obezite Ameliyatı Öncesi

Hasta cerrahlar tarafından detaylıca muayene edildikten sonra ameliyata uygun olup olmadığına karar verilir. Hastaya obezite ameliyatı hakkında tüm ayrıntılarıyla bilgi verilir.

Hastanın da ameliyat için onayı alındıktan sonra kardiyolog, göğüs hastalıkları, psikolog ve anestezi uzmanlarınca, endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları tarafından da değerlendirilir. Ayrıca hastaya ameliyat öncesi mide endoskopisi, karın ultrasonografisi birçok laboratuvar testi yapılır.

Obezite Ameliyatı Sonrası

Hastanede gerekli kontrollerin yapılması ve daha sonrasında hastanın taburcu edilmesinden sonra tedavi süreci devam etmektedir. Diyetisyen ve ameliyatı gerçekleştiren cerrahın uygun gördüğü diyet programı hasta tarafından dikkatlice uygulanmalıdır. Hasta, hekimin belirttiği süreçlerde egzersiz yapmamalı ve düzenli kontrollerini aksatmamalıdır.

Obezite Ameliyatı Sonrası Kilo Verme

Genel kilo verilmesi 1 yıla kadar devam eder. Ameliyat sonrası yeni bir beslenme alışkanlığı ve yaşam tarzı oluşturmalı, hasta eski beslenme alışkanlıklarına devam etmemeli. Kilo kaybında etkisi büyük olan egzersizler unutulmamalı ve belirli bir düzene oturtulmalı.

Tüp Mide Ameliyatı

Tüp mide ameliyatı, obezite cerrahisinde en etkili ve en tercih edilen yöntemlerindendir. Cerrahi operasyon ile hastanın gıda alımı azaltılır ve bu sayede kontrollü biçimde, sağlığını muhafaza ederek kilo vermesi sağlanır. Normal halinde bir keseye benzeyen mide, ameliyat sonrasında uzun ve ince bir tüp formunu alır. Bu sebeple, bu cerrahi operasyon halk diline “tüp mide ameliyatı” olarak yer etmiştir.

Sleeve gastrektomi, yiyecek alımını kısıtlayarak kilo kaybına neden olan cerrahi bir işlemdir. Genellikle laparoskopik olarak yapılan bu prosedür ile cerrah, midenin yaklaşık yüzde 75’ini çıkarır. Bu, midenin çok daha az yiyecek alan bir tüp veya muz şeklini almasına neden olur. Her ne kadar başlangıçta süperobez veya yüksek riskli hastalar için iki aşamalı bir prosedürün ilk aşaması olarak tasarlansa da, sleeve gastrektomi tani tüp mide, günümüzde BKI’i 40’tan büyük kişilerde kilo kaybı için yaygın olarak kullanılan ve başarı ile kilo verimi sağlayan bir prosedür olarak kullanılmaktadır.

İstatistiksel olarak, bu prosedür için bildirilen kilo kaybı, fazla ağırlığın % 60’ından daha fazlasıdır. Ameliyat öncesi ve sonrasında diyet ve davranış kurallarına iyi uyulması ile daha iyi sonuçlar elde edilir. Bariatrik diyetisyen ve tarafımızca yapılan kontrollerle belirlenen akıllı-sağlıklı yemek seçenekleri, düzenli egzersiz ve iyi beslenme alışkanlıkları ile, tüp mide geçirmiş olan hastalar iyi kilo kaybının keyfini sürecek ve koruyacaktır.

Tüp Mide Ameliyatı Avantajları

Sleeve gastrektomi’de, ayarlanabilir gastrik bantta olduğu gibi implante edilmiş yabancı cisim yoktur ve gastrik bypassta olduğu gibi kompleks bir intestinal yeniden düzenleme yoktur. Hastaların çoğu makul bir iyileşme süresinden sonra, et ve lifli sebzeler de dahil olmak üzere çok çeşitli yiyecekleri rahatça yiyebileceklerini tespit eder. Sadece alınan gıdaların miktarları, midenin hacminin azalması nedeniyle azalmaktadır. Fakat bilinmelidir ki, ayarlanabilir gastrik bandın ve gastrik bypassın aksine, sleeve gastrektomi kalıcı bir işlemdir ve tersine çevrilemez. Midenin bir kısmını çıkarmak, vücudun genel olarak “açlık hormonu” olarak adlandırılan ghrelin adı verilen bir hormon seviyesini azaltır. Böylece, birçok hasta tüp mide operasyonundan sonra daha az açlık hisseder. Ghrelin ayrıca kan şekeri metabolizmasında da rol oynar, bu nedenle tip II diyabet hastalarında, sleeve gastrektomi’den sonra diyabet ilaçlarına (özellikle ağızdan alınan haplar) olan ihtiyaçlarında hemen bir azalma görülür.

Tüp Mide Ameliyatı Dezavantajları

Diğer bazı cerrahi prosedürlerde olduğu gibi, tüp mide operasyonu geri dönüşümlü değildir. Cerrahi erken dönemindeki komplikasyon oranı geleneksel gastrik bypass ile benzerdir. Hastalar uzun vadede besin eksiklikleri için risk altındadır. Bu yüzden ameliyat sonrası yakın takip gerekmektedir.

Tüp Mide Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Bu cerrahi operasyon ile midenin yaklaşık %75-80’i alınır. Amaç, mide alanının büyük ölçüde küçültülmesi suretiyle obezite hastasının fazla gıda alımını önlemektir. Bu operasyonlar tamamen kapalı yöntemle, karın bölgesine birkaç adet 5mm – 15mm arası trokar denilen kanüller yoluyla yerleştirilen kamera ve aletler ile gerçekleştirilmektedir.

Tüp Mide Ameliyatı Kimlere Uygundur?

Tüp mide ameliyatı uygunluğu, beden kitle indeksi (BKI) adı verilen hesaplama sonucuna göre belirlenir. Boy – kilo oranı hesaplanır ve bu oran 35 ve üzerinde ise ve obeziteye bağlı hastalıklar mevcutsa o zaman ameliyat uygundur. Kontrolsüz diyabeti bulunan ve Beden kitle indeksi 30’un üzerindeki hastalarda da Metabolik cerrahi tavsiye edilir. Beden Kitle İndeksi 40’ın üzerinde olan hastalar için ek bir uygunluk kriteri yoktur. Ek olarak hastada, ameliyat sırasında riski arttıracak ek hastalıklar varsa önce bu hastalıkların tedavi edilmesi gerekebilir.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası İyileşme

Hastanede gözetim altında tutulan 3 günün ardından taburcu edilip evde takip edilen hastalar genelde 10-15 gün içinde tamamen normal yaşamlarına dönebilmektedirler.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Beslenme

Ameliyat sonrası aşama aşama önce berrak sıvı sonra koyu sıvı sonra püre haline getirilmiş en son olarak ta sağlıklı ömür boyu beslenme olacak şekilde beslenme dönemleri mevcuttur. Bu beslenme yapılan cerrahiye göre değişebilmektedir.